Türkiye’nin Yeşil Hidrojen Yolculuğu: Gelecek Fırsatlar ve Zorluklar

Jeopolitik gelişmeler ve fiyat artışlarıyla tetiklenen enerji krizi, azalan üretim maliyetleri ve net sıfır hedefleri doğrultusunda yeşil hidrojen ekonomisi giderek büyüyor. PwC’nin strateji danışmanlığı grubu Strategy&, küresel düzeydeki artışa paralel olarak Türkiye’deki yeşil hidrojen talebinin 2030’a kadar 1-1,5 milyon tonu, 2050’de ise 2-2,5 milyon tonu geçebileceğini öngörüyor.

PwC’nin strateji danışmanlığı grubu Strategy&; rüzgâr, güneş, hidroelektrik ve biyoenerji gibi yenilenebilir enerjilerle üretilen ve 2050 yılına kadar karbon sıfır hedeflerine ulaşmak için önemli bir enerji kaynağı olarak görülen yeşil hidrojen ile ilgili analizden danışmanlığa kadar kapsamlı çalışmalar yürütüyor. 

Petrol rafinerileri, çelik üretimi ve cam yapımı dahil olmak üzere geniş bir sektör yelpazesinde birçok üretim sürecinde kullanılma potansiyeli olan yeşil hidrojene yönelik talep yakın zamanda gerçekleşen jeopolitik gelişmelerin ve fiyat artışlarının tetiklediği enerji krizinin yanı sıra azalan üretim maliyetlerinin de etkisiyle giderek artıyor. Bu küresel eğilimin özellikle 2030’dan sonra ivme kazanması bekleniyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), net sıfır emisyon senaryosunda hidrojen talebinin 2030’da 200 milyon tona (Mt), 2050’de ise 450-500 milyon tona yükseleceğini öngörüyor. Bu miktar, 2021’de sadece 94 Mt düzeyindeydi.  

Türkiye’nin karbonsuzlaşma hedefinde kimya sektörü öncelikli

Raporu değerlendiren Strategy& Türkiye Direktörlerinden Cem Çamlı ve Mehmet Özenbaş şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin yeşil hidrojen ekonomisi geliştirme konusundaki kararlılığı, daha sürdürülebilir ve düşük karbonlu bir geleceğe doğru atılmış olumlu bir adım. Doğada en çok bulunan element olan hidrojenden yenilenebilir enerjilerle sağlanan yeşil hidrojen önümüzdeki süreçte çelik, kimya, taşımacılık, rafineri ve enerji üretimi gibi sektörlerde giderek daha yüksek oranda kendine yer bulacak. Çünkü küresel emisyonun %41’i doğrudan termal enerji ihtiyacından etkilendiğinden enerji yoğun bu sektörlerin dönüştüğünü göreceğiz. Çelik üreticileri şimdiden bu teknolojiyi pilot projelerde test ediyor. Rafineri ve kimya sektörleri küresel hidrojen talebinin yüzde 80’inden fazlasını oluşturuyor. Özellikle kimya, karbonsuzlaşma hedefleriyle birlikte Türkiye’nin öncelikli sektörlerinden biri. Yeşil hidrojene geçişin 2050’ye kadar son kullanıcı sektörlerindeki durumu değiştirmesi bekleniyor iken bu pazarda kendine alan açmak isteyen oyuncuların yatırım, iş modeli, tedarikçi ağı ve kapasite gibi başlıklarda stratejik kararlarını bir an önce vermeleri gerekiyor”.

Türkiye’nin hidrojen üretim kapasitesi 2053’e kadar 70 GW’a çıkacak

Türkiye de çevresel düzenlemelerin beklentileriyle yeşil hidrojen çalışmalarını ve yatırımlarını hızlandırdı. Özellikle Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın Ocak 2023’te yayımladığı Türkiye’nin Ulusal Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası, Türkiye’yi öncü yeşil hidrojen ekonomilerinden biri olarak küresel arenaya çıkardı. Ulusal hidrojen stratejisine göre, Türkiye 2030’a kadar 2 gigawatt (GW), 2035’e kadar 5 GW ve 2053’e kadar 70 GW hidrojen üretim kapasitesi kurmayı hedefliyor.   

Pazara girecek yeni oyuncular nelere dikkat etmeli

Strategy&, Türkiye’deki yeşil hidrojen talebinin 2030’a kadar 1-1,5 Mt’yi, 2050’de ise 2-2,5 Mt’yi geçebileceğini öngörüyor. Strategy&, Türkiye’nin büyüme potansiyeli yüksek hidrojen pazarına giriş yapmak isteyen oyunculara kapsamlı pazar potansiyeli analizi ve detaylı rekabet değerlendirmesi yapmalarını tavsiye ediyor. Bu kapsamda yeni oyuncular öncelikle şu stratejik soruları yanıtlamalı:

  • Türkiye hidrojen pazarına başarıyla girebilmek için stratejik seçenekler nedir?
  • Hidrojen değer zincirinin neresinde en çok değeri yaratabiliriz?
  • Ulaşılabilir pazarın boyutu ve bu stratejik seçeneklerin beklenen kârlılığı nedir? 
  • Ne kadar yatırım yapmalıyız?
  • Azaltmamız gereken kilit pazar, rekabet ve düzenleme riskleri neler?
  • Hidrojen üretimi halihazırdaki veya gelecekteki becerilerimizle nasıl uyuşuyor? 
  • Sinerji fırsatlarından yararlanabilir miyiz? 
  • Ortaklıklarla ne tür iş modelleri yaratabiliriz?
  • Pazara giriş stratejimizi kilit müşteriler, ürünler, fiyatlandırma seviyeleri, tedarikçi ağı ve gerekli kapasite çevresinde nasıl tasarlamalıyız?

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

pendik escort
avcılar escort
esenyurt escort
bahçeşehir escort
beylikdüzü escort
bakırköy escort
halkalı escort
şirinevler escort
şişli escort
istanbul escort
esenyurt escort
avcılar escort
tarafbet
betist giriş
showbet
xslot giriş
favorislot
barn festival
pragmatic slot oyunları
radissonbet
egt oyna
betmarlo
floating dragon oyna
bonus hunt" rel="dofollow">bonus hunt">bonus hunt
aresbet
tombala oyna
wild wild riches oyna
betibom
dog house megaways
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
wild west gold oyna
markaj giriş
trwin giriş
altıncasino
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
diyarbet
sugar rush oyna
hiperwin
sweet bonanza oyna
diyarbet
diyarbet
mrbahis
favorislot
markaj giriş
trwin
big bass bonanza oyna
gates of olympus oyna
egt oyna
favorislot
markaj giriş
trwin
betingo
bahisbudur
casi pol
casipol giriş
casipol giriş
casipol
casipol
romabet
mrbahis
casipol şikayetvar
casipol giriş
casipol twitter
casipol şikayet
casipol
casipol güncel giriş
casipol güncel
casipol giriş
casipol girişi
Çekmeköy Escort