Toplantıda katılım sağlayan Cevdet Yılmaz’ın konuşmasında öne çıkan detaylar şu şekilde
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketi sonrasında, büyük yatırımlara sahip bölgedeki sanayicilerimizin sigorta yaptırmamaları ya da yeteri kadar sigorta teminatı almamaları nedeniyle ağır maliyetlere katlandıkları da ortadadır. Sanayi sektöründe sigortacılık anlayışının sadece hasar ve kaybın ortaya çıktığı durumlarda değil, tüm iş süreçlerinde başvurulacak bir güvence mekanizması haline dönüştürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Sorunları aşma yönünde sanayicimizin ve sigortacılık sektörünün ortak akıl ve işbirliği içinde çalışacağına olan inancımız tamdır” diye konuştu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) sanayi sektöründe sigorta konusunda yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini ele almak üzere ‘Türkiye’de Sanayinin Sigortalanması ve Çözüm Önerileri’ başlıklı toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz
Sigortanın, ticari hayatın kesintisiz devam etmesine yardımcı olduğunu ve işletmelerin planladıkları yatırımları hayata geçirebilmesine imkân verdiğini dile getirdi.
DEPREM SONRASI AĞIR MALİYETLERLE KARŞI KARŞIYA KALDILAR
Yılmaz, “Firmalar ticari ve sınai faaliyetleri sürecinde karşılaşacakları riskleri etkin bir şekilde yönetebilmek için sigorta korumasına ihtiyaç duyarlar. Sigorta koruması olan bir işletme hasar durumunda hızlıca toparlanarak yeniden faaliyetlerine başlayabilmektedir. Ancak reel sektörde sigorta araçlarının yeteri kadar benimsenmediğini görüyoruz. 2023 yılında TOBB tarafından sigorta teminatı bulmayan sanayi kuruluşlarına yönelik yapılan bir anket çalışmasında; ankete katılan sanayi kuruluşlarının yüzde 51’i son beş yıl içerisinde hiçbir hasar yaşamamalarına rağmen sigorta poliçelerinin yenilenmediğini ve diğer sigorta şirketlerinden de poliçe yaptıramadıklarını beyan etmişlerdir. 6 Şubatta yaşadığımız deprem felaketi sonrasında, büyük yatırımlara sahip bölgedeki sanayicilerimizin sigorta yaptırmamaları ya da yeteri kadar sigorta teminatı almamaları nedeniyle ağır maliyetlere katlandıkları da ortadadır. Burada hem sigorta aracılarının sanayicilerimizi doğru bilgilendirmekte daha proaktif olmaları hem de sanayicilerimizin risk değerlendirme konusunda daha hassas olmalarını tavsiye ediyoruz. Sanayi sektöründe sigortacılık anlayışının sadece hasar ve kaybın ortaya çıktığı durumlarda değil, tüm iş süreçlerinde başvurulacak bir güvence mekanizması haline dönüştürülmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.
ORTAK AKIL İLE ÇALIŞILACAĞINA OLAN İNANCIMIZ TAM
Geçen yıl dünya genelinde iklim değişikliğine bağlı olarak artan doğal afet kaynaklı hasarların reasürans piyasasında daralmaya ve maliyet artışı yarattığına dikkat çeken Cevdet Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sigorta şirketlerinin karşı karşıya kaldığı bu maliyet artışlarının sanayicilerimize prim artışı olarak yansıdığını ve sanayicilerimizin sigorta teminatı bulmakta zorluk çektiğini biliyoruz. Bu sorunları aşma yönünde sanayicimizin ve sigortacılık sektörünün ortak akıl ve işbirliği içinde çalışacağına olan inancımız tamdır. Salgın dönemi dahil olmak üzere atlattığımız badirelerde üretim çarklarının durmamasına ne kadar önem verdiysek sanayicimizin olağanüstü durumlarda ciddi mali kayıplar yaşamamasını da önemsiyoruz. Reel sektörün sigortalanabilir risklerinin önceden belirlenerek ilgili sigorta araçlarıyla korunmasının sağlanması için gerekli tedbirleri almaya bizler de hazırız. Marmara bölgesindeki sanayi tesisleri başta olmak üzere kritik altyapıların afet risk analizlerini kalkınma ajansları koordinasyonunda tamamlayacağız. Sanayi üretiminde risklerin farkında olmak, maliyetlerin azaltılması, iş sürekliliği ve rekabet avantajı gibi açılardan sanayinin sigortalanması konusunu İstanbul Sanayi Odası ailesinin de sahipleneceğine inanıyorum.”
2003-2022 döneminde Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 5,4 büyürken aynı dönemde sanayi sektörünün yıllık ortalama yüzde 6,1 büyüdüğünü kaydeden Yılmaz, “Böylece, sanayi sektörünün milli gelirden aldığı pay 2002 yılında yüzde 20,1 iken 2022 yılında bu oran yüzde 26,4’e yükselmiştir. Önümüzdeki 5 yıllık dönemde imalat sanayii başta olmak üzere sektörlerde, yüksek katma değerli üretim yapısına geçişi sağlamayı amaçlıyoruz. Makro düzeyde büyümede dengelenme, enflasyonu düşürme, ithalata bağımlılığı azaltma ve cari işlemler açığını kalıcı olarak düşürme doğrultusunda gerekli politikaları hayata geçiriyoruz.” ifadelerini kullandı.